belki bir düşte unutulmak?

ben anime ve manga çok severim aslında.kendimi pek yakın hissederim onlara.onlarında gözleri büyük ya epeyce aramızdaki duygusal bağ bundan diye düşünürüm hep..çok şahane bir arşivim de vardı aslında.ay savaşçılarına da bayılırdım.haydi hooop birden kıyafetlerin dönüşmesi kötülerle savaşma.minicik etekleri savura savura dünyayı kurtarma falan hoş şeylerdi.

yandaki animeler de çok şeker geldi gözüme.haksız mıyım ama

.

sonra sabah işe gelirken matematik ve geometri dönem ödevlerinden öğrencileri kıskandım kimseyi kıskanmadığım kadar.sözlü notları ve dönem ödevlerinin konularıydı kafalarındaki mevzuat.tadını çıkarın diyemedim tabi

.

haftasonunu yarı gezip yarı çalışarak tüketttim.dün epeydir gitmediğim değirmendere sahilinde güneşlendik.ve gözlüğümün bana ne kadar yakıştığını tekrarladık altın kızlar ekibi(annecik,teyzecik,kuzencik ve nilgüncük) olarak.

herkes test etti bir de aa cidden çok hoş.yok gibi sanki.yüzüne de pek gidiyor gidiyor tarzında

.

günün olayı, yemek yemek için soluklandığımız yerde annemin bize deniz otobüsü temalı anektodunu paylaşması ve bizim Nilgüncüğümle dağılışımız ve kahkalarımızın gök kubbeyi çınlatmasıydı.tüm yemek yiyenler bize baktı mı o sıra bilmiyorum.zira biz zor toparlandık.tabi anektodu paylaşan annemin gayet normal duruşu karşısındaki iki kişinin ciddi manada dağılması dışardan daha da ilginç gözükmüştür eminim.(:

.

bir de bahar gelince herkesin aşık olucam,çift olucam misyonu yüklenmesini de ayrıca anlamıyorum.tabiat ana uyanıyor size ne oluyor diyesim gelmiyor değil?

.

heyecanlı mıyım?evet.

haftasonu fotografları sonraki postta.

başlık şu sıra pek dinlediğim şahane ŞARKIdan.

yours

B*