ates bocegi gordum,guzellikleriyle buyulendim
bir kaybolup bir ortaya cikislarina ozendim
ve tum sevdiklerim ve sizler gune uyanirken
ben gunu bitirdim
Televizyon,radyo haftasonu için sel,yağmur su baskını diyor başka bir şey demiyordu.Hayır diyorum bende içimden İstanbul bu sefer mahçup etmeyecek beni..Programımız var en güzelinden yağmacak yağmur.Telefonlar, geliş güzergahı derken.Pazar öğleden sonrasında rüzgar güllü sıcacık eve vardım..Fotograflardan evi,güzel ananeyi tanıyıverdim :)
Öykü kuzusuyla tanıştık..Baktıkça beni hatırlasın kelebek kolyesi taktım boynuna.Kolyesini kutusunu elinden düşürmedi o gün..Bisiklete binmeyi öğrendi ben o gün ordayken.Annesinin pır pır eden yüreği babasının destekleyen tezahuratları ve sıra sıra balkonlardan gelen alkışlar eşliğinde...
Pazar kahvaltısı, pazar sohbeti nasıl geçiverdi bilmiyorum Tuğçe ablamla.Tadına doyamadım o ayrı (:Ne varsa anlattım,dinledi kendi hayatından çıkardığı dersleri paylaştı.Tecrübelerini anlattı.Sanki yıllardır görmediğim uzaktaki kuzenim.Pek çok sevdiğim,görüşmeye görüşmeye yaşanmışları biriktirdiğim bir çırpıda anlatıverdiğim oldu.Salıncakta oturduk sohbet ettik (asla dedikodu değil:))Öyküşle midye boyadık (ki Öykü adını verdiğim benim için boyadığı midye orda kaldı,kuruması için bırakmıştık masada halbuki :( )
'Sendee otuuur' derken yabancılık çekmeyişine sevindim benden yana...Tam bir kuzu özetle.minicik bir kaza atlattığında inciler sıralanıverdi,hemen öptük öptük kelebek makarna var baak hadi dedik (:
Öncesinde güzel anane elinde elbisemin yeşile uygun halhal ile geldi.Günün bir başka hatırası ile beni mutlu etti...Her evden ne ikram etsek telaşı vardı...Ayrıca İzmite has tatlıda Serhat abinin hediyesi oldu,saklama yoluna kadar da gitti (:
Gün öyle keyifle öyle sohbetle geçtiki deniz kıyısında dalga eşliğinde, hadi pazar trafiği derken günü bitirmek zorunda kaldım.Dönüş yollarına geçtim..Kırk yıldır tanıyormuş hissi, gün içindeki keyif, kocaman sarılıp ayrıldım yanlarından..İki harika genç abla/abi ve onların kuzusuydu pazar günüme neşe hatan.İyi ki tanışmışız iyi ki gelmişim..Planları yaptık zaten..İzmite de gelicekler sonra komşuculuk...
güzel anneyle öyküş kuzusunun bana seçtikleri hediye.günün hatırası güzel karelerde dışında..Biri Tuğçe ablam biri ben (:
çok ama çok teşekkür herşey için tekrar. . gidiyim geliyim tekrar mutlaka...daha kahve içeceğiz.Erol abiye gideceğiz.cok iş var çok (:
'elimdem tutup;ben hep senin yanında olmayı isteyip karnımın heyecanla kesilmesine izin veriyorum...şimdi eğer sende benim gibi hissediyorsan seni daha çok düşünüp seni daha çok sevip sana daha ait olmak istiyorum derse sevgili hissedebilirim sanırım'
iş yerimle gerekli görüşmeler yapılıp gerekli izinler alındı,okul beni öğrenci olarak kabul ettiğini de bildirince(Orada gereken tüm koşturmaları da yine halleden kuzenim ve eşiydi.Sonsuz teşekkür kendilerine hep diyorum...) bize geriye kalan vize randevu tarihi almak kaldı ..
Lise ikinci sınıfın yaz tatilinde İstanbula kaçmışlığımız vardır bizim birlikte...Ebeveynlerimiz bizi onlarda havuzda yüzüyor bilirken biz Metrocitylerde gezip akabinde Ortaköyde polaraid fotograf çektirmek ile meşguldük..Eee tabi fotograf kimde kalır bende kalır..Ben iyi saklarım ya pek tabi ...Saklamıştım da :)Taaa ki lise sonda gireceğimiz ÖSS sonrasına kadar ..bir gün yine bizdeyiz
annem miniğin annesini aldı balkona çıktı..kapıyıda kapattı...alenen toplantı yapılıyor...
biz içerde kurbanlık koyun gibi bekliyoruz ne konuşuyorlar böyle diye ..aklımıza da birşey gelmiyor çünkü o kadar vukuatlı insanlar değiliz ..:)
Sonraa beklenen an geldii vee annem elinde arka fonda Ortaköydeki meşhuuur caminin olduğu poloraid ile
-'evet kızlar bu nedir açıklamak ister misiniz?' dedi
biz şoktayız tabi...
ama nasıl şok..üstünden bir yıl geçmiş...
aferin harika saklamışsın diye sayıyor bir yandan minik bana nasıl ya diyorum annem nasıl bulmuş ki? asla dolabımı cekmecemi karıştıran bir insan değildir..
Günlüklerim masamın üstünde dururda yine kapağını kaldırıp açmazdı bilirim...dolabımı toplarken çat diye düşmüş fotograf önüne...
'-Bu fotografı ben tam 6 ay önce buldum kızlar, ve M*'a bile söylemedim (miniğin anneciğiiii)
sınavdan önce bu konu açılıpta moralinizi bozmasın diye .. ' ama bir açıklama istiyoruz ..
hangi birine şok olsak biz karar veremiyoruz o sıra...annemin bunu 6 ay içinde tutuşuna mı bizim İstanbul kaçamağının delillerinin ortalarda gezişine mi bilemedik..
'ya başınıza bir şey gelseydi'
'biz sizi İzmitte biliyoruz siz İstanbuldasınız'
'Haber verilmeden gidilir mi'
sıralandı da sıralandı...ne gündü ama..hatırladıkça güleriz hala..(:
daha böyle ne anılar vardır bizde kim bilir ..
Sonra yolla şehirler girdi yine aramıza kızdık küstük ara ara,büyürken hayata atılırken birbirimizden uzak kaldık biraz.sanırım yan yana olmaya alışıklığımız kırgınlığımızı tetikledi.
Ama gene hep bir kenarda vardık birbirimiz için...İyi günde kötü günde ilk aranması haber verilmesi gereken kişi olarak..
Çünkü bizim;
gecenin üçlerine kadar onun projesini yapıp yine gecenin 4 lerine kadar Tophanede nargile içip okey oynamışlığımız var.. piknikten pikniğe koşmuşluğumuz var mezuniyetlerimiz için birlikte bronzlaşma çabamız var
oo nefes almadan konuşurken bende onu dinlerken
- aayy ne çok konuştun B* azıcık susta dinlen demişliği var ..
-??!??
Onun üzüleceğini bildiğim bir duruma o daha üzülmeden benim üzülmüşlüğüm alt üst olmuşluğum var...
varda var yani..(:
şimdilerde yukardaki minik beyaz kelebek gibi ..böyle pır pır böyle uç uç o...Sanki bendeymiş gibi o mutluluk o heyecan o sevinç..Öyle ya da böyle kıymetlim o benim ...Çocukluğum ve gençliğime adım atarken yol arkadaşım o benim.nefes almadan konuşan çok konuştuğu için dinlemiyorum sanan halbuki bal gibide her lafını dinlediğimdir o benim.(aynı konuyu bıkmadan yıllarca misal)
Yeşhimu...çok seviyorum seni biliyorsun değil mi (: çok çok ...
mutlu ol çok çok...